Ideal Team Player

“Ekiplerin 5 Temel Aksaklığı” kitabının yazarı Patrick Lencioni’nin “İdeal Ekip Oyuncusu” kitabı akıcı anlatımıyla, iş hayatının içinden anlamlı hikayesiyle ve basit ama sağlam modeliyle oldukça etkileyici…

Doğru kişilerle çalışmak, takım çalışmasını da günlük akışın normal bir olgusu haline getirmek bütün yöneticilerin görevi ve genellikle de hayali…Lencioni, üç erdeme sahip olan ya da bu yönde geliştirilebilecek kişileri ideal ekip oyuncusu olarak tanımlıyor.

  • Alçakgönüllülük: İyi bir ekip oyuncusu olmanın en temel, en vazgeçilmez özelliğidir. Alçakgönüllü bir ekip üyesi, kendi egosunu bir yana koyarak, başkalarının katkılarını öne çıkarır, kendisininkine dikkat çekmeye çalışmaz. Başarı onun için kolektif bir olgudur.


Alçakgönüllülükten yoksun insanların birkaç tipi vardır. En belirgin olanlar “kibirli”lerdir, övünür ve ilgi beklerler. Başka bir tip daha sessiz olan ve tespiti daha zor olduğundan ekip için kibirlilere göre daha tehlikeli olabilecek “diğerlerinin tökezlemesine odaklanan” kişilerdir.


Bir diğer tip de kendi katkılarını değersiz gösterenlerdir ki bu da bir alçakgönüllülük ihlalidir, çünkü C.S.Lewis’in yerinde tanımlamasıyla “Alçakgönüllülük kendini olduğundan az düşünmek değil, kendi hakkında daha az düşünmektir.” Bir de sahte alçakgönüllüler vardır ki bunlar sahte bir güven ve kırılganlık anlayışı oluşturarak ekiplerin motivasyonuna zarar verir.

  • Açlık: Aç insanlar daha fazla sorumluluk almak, daha çok şey yapmak ve sürekli öğrenmek konusunda bir tutku duyarlar. Daha fazla çalışmaları için uyarılmalarına hiç gerek kalmaz çünkü bir nevi “içten yanmalı” halleri vardır. Aç ekip üyeleri kendileri hareket halindeyken ekibin kalanını da harekete doğal olarak teşvik ederler. Ancak açlığın aşırı hale gelmesi, kişinin farklı kimliklerini sağlıklı şekilde yönetmesini engelleyebilir. İşe alım görüşmelerinde sahte açlık duygusu yansıtan adaylara dikkat etmek de önemlidir.
  • Zeka: Buradaki zeka IQ değil, kişinin insanlar arası etkileşimi iyi yönetmesi, insanlara dönük farkındalık ve sağduyu sahibi olmasıdır. Bu kişiler soru sorarlar ve bunu iyi yaparlar, başkalarını dinlerler, grup dinamiklerini izler ve etkilerini takip ederler. Burada kritik bir nokta şudur: Niyet başka, zeka başkadır. Niyet saf değil ise bu zeka çok da iyi olmayan amaçlar için kullanılabilir.


Bunların her birinin bir ekip oyuncusunda bulunması, yani üçlü bir kombinasyon oluşturması ideal durumdur.

Model gerçekten yalın ve etkili görünmüyor mu sizce de? Böyle basit ve gerçekçi bir modeli kendi ortamımıza uyarladığımızda neler görebiliriz?